Dünyadaki spor ortamı giderek daha da rekabetçi bir hale gelmektedir. Sporda yatırımın artması, spordaki rekabetçiliği artırmakla birlikte kazanmanın önemini de artırmaktadır. Bu noktada fair play kavramının önemi de giderek artmaktadır. Sporun ruhu ve doğası gereği kazanmaktan daha önemli olan şeyler de bulunmaktadır. Bunlar arasında rakibe saygı, oynanan oyuna ve seyirciye saygı gibi konseptler bulunmaktadır. Bu noktada fair play, yani adil oyun dediğimiz şey de önem kazanmaktadır. Oynanan oyuna bağlı olarak rakibe, oyuna ve seyircilere saygı olarak tanımlayabileceğimiz fair play kavramı, oyunun doğru ve dürüst bir şekilde oynanmasına önayak olmaktadır. Tüm dünya kamuoyu, adil bir şekilde oyun oynamanın kazanmaktan çok daha önemli olduğu konusunda hemfikirdir. Sporda kazanmak elbette önemlidir, ancak oyunun adil ve dürüst bir şekilde oynanması daha önemlidir. Tarih boyunca sporun doğası gereği adil bir şekilde kazanmak oyunun amaçlarından biridir. Sonuç olarak, kazanmaktan ziyade adil bir şekilde kazanabilmek için fair play kavramı büyük bir öneme sahiptir.

Dünyadaki spor organizasyonları da fair play konusunda ciddi atılımlar yapmaktadır. Örneğin Süper Lig’de centilmenlik puanları tutulmakta ve takımlar buna göre ödüllendirilmekte veya cezalandırılmaktadır. Futbol dışında basketbol, voleybol ve tenis gibi sporlarda da centilmenlik büyük bir öneme sahiptir. Az önce de belirttiğimiz gibi, rakibi en adil şartlarda mağlup edebilmek tüm oyunlardaki orta hedeftir. İdeale göre rakibi haksız bir şekilde yenmek, tercih edilmeyen bir şeydir. Bu noktada spor etiği kavramı öne çıkmaktadır. Buna göre sahada sonuna kadar mücadele etmek, ancak saha dışında da rakibe azami düzeyde saygı göstermek gerekmektedir. Eğer rakip, bizi adil şartlarda yenmeyi başarabiliyorsa tek yapmamız gereken şey rakibimizi tebrik etmek olmalıdır. Fair play kavramı, genel olarak bununla ilgilidir.
Ayrıca, dünyanın birçok ülkesinde spor müsabakaları sonrasında çeşitli problemler yaşanabilmektedir. Dolayısıyla oyunun adil ve centilmen bir şekilde oynanması, bu tür olayların en aza inmesini sağlamaktadır. Dolayısıyla profesyonel oynanan spor branşlarının tamamı için adil oyun kavramı büyük bir önem taşımaktadır. Oyunun adil olması, kimin kazandığından, kimin şampiyon olduğundan, en iyi oyuncunun kim olduğundan çok daha önemli bir etkendir. Bu sayede oyunun gelişmesi ve dünyaya yayılması mümkün olacaktır.
Fair Play Nedir?
Fair play, sportmenlik, sportif erdem veya adil oyun kavramlarının tamamı aynı tanıma işaret etmektedir. Fair play, herhangi bir sproda oyunun kurallarına uymasının ötesinde bir anlam ifade etmektedir. Bu kavrama göre oynanan spor hangisiyse, bu oyun yalnızca rakip olduğunda oynanabilmektedir. Dolayısıyla rakip, saygı duyulması gereken bir kişi veya takımdır. Bu nedenle sportmenlik kavramına göre oyun alanında rakibe fiziksel ve psikolojik yönlerden herhangi bir Zarar vermemek çok büyük bir öneme sahiptir. Bu anlayış, dövüş sporlarında dahi sporcular tarafından takip edilmektedir. Bu nedenle centilmenlik veya sportmenlik, sporun en temel taşıdır. Fair play kuralları da aslında anlaması ve uygulaması çok basit kurallardır. Fair play anlayışına göre en önemli şey, sahada sonuna kadar mücadele edip saha dışında rakiple dost kalabilmektir.
Bu noktada sporcuların davranışları da önem taşımaktadır. Dünyadaki birçok sporcu, fair play kurallarına göre hareket etmektedir. Bu noktada birbirini kişisel olarak sevmeyen sporcular bile, sahada mücadele ettikten sonra centilmenlik kurallarına sonuna kadar uymaktadır. Yıldız sporcuların tüm dünyada rol model olduğu günümüzde bu durum büyük bir önem taşımaktadır. Bu nedenle centilmenlik, yeni sporcular arasında da yaygındır. Kendisine herhangi bir spor yıldızını örnek alan bugünün gençleri, gelecekte başarılı birer sporcu olduklarında bu idealleri unutmamaktadır. Centilmenlik, nesilden nesile bu şekilde ilerlemektedir.
Sporun gençlere model olması da oldukça olumlu bir şeydir. Bu açıdan bakıldığında sporcular, genç yaştan beri bu ideallerle yetişmektedir. Bu sayede sporcular yalnızca iyi birer sporcu değil, aynı zamanda iyi birer insan olmayı da öğrenmektedir. Dünyanın çeşitli ülkelerinde dezavantajlı grupların sporla gelişmesi ve ilerlemesinde bu idealler büyük bir rol oynamaktadır. Bu nedenle tüm spor dallarında fair play kavramı çok büyük bir öneme sahiptir.
Sporda başarı, kupa, galibiyet gibi olgular gelip geçicidir. Centilmenlik ve sportmenlik idealleri, oyunun temelinde bulunmaktadır. Bu açıdan baktığımızda, oyunun kendisinin korunmasının tüm galibiyetlerden ve başarılardan daha kilit bir noktada bulunduğunu anlayabiliriz. Fair play de oyunun kendisinin en önemli şey olduğunu sporcu ve sporseverlere anlatmayı hedefleyen bir kavramdır. Tarih boyunca çok büyük başarılar elde eden, ancak centilmen olmayan sporcuların yoğun eleştiri alması bu duruma bir örnek olarak gösterilebilir. Bu nedenle tüm spor dallarında genç yaştan beri yetişen sporcular, kazanmaktan önce fair play kuralları hakkında eğitilmektedir.
Fair Play Felsefesi Nedir?
Spor tarihi, insanlık tarihiyle el ele ilerlemektedir. Spor ve oyunlar, insanlık tarihinin başından beri var olmaktadır. Bu nedenle sporun felsefesi çok derindir. Antik Yunan’dan beri düzenlenen Olimpiyat oyunları, daha yüksek, daha güçlü ve daha hızlı olma felsefesine dayanmaktadır. Ancak spor felsefesi, Antik Yunan’dan günümüze büyük değişikliklere uğramıştır. Buna ragmen sporda rakibe saygı, oyuna saygı ve centilmenlik gibi kavramlar baki kalmayı başarmıştır. Fair play felsefesi, bu nedenle çok önemlidir. Spor dünyası, aslında gerçek dünyanın bir temsili olmaktadır. Bu nedenle adil rekabet, spordaki en önemli şeydir. Yani bir sporda karşı karşıya gelen iki tarafın, bu takımlar veya bireyler dahi olsa, adil şartlarda yarışması, adil oyun felsefesinin temelinde yatmaktadır.
Sporun toplumsal etkileri göz önünde bulundurulduğunda centilmenlik kurallarının önemi katlanarak artmaktadır. Spor, toplumun bir aynası olmaktadır. Dolayısıyla az önce de belirttiğimiz gibi, sporda adil rekabet ortamının sağlanması, aslında toplumda da adaletin sağlanmış olduğu anlamına gelmektedir. Bu nedenle bu felsefeye göre sporda en önemli şey kazanmak değil, adil bir şekilde yarışabilmektedir. Eşit rekabet felsefesi, tüm spor dallarında aynıdır. Bu noktada spor etiği kavramını da açmak gerekebilir.
Fair Play İlkeleri Nelerdir?
Spor etiği, ya da fair play ilkeleri, kısaca özetlemek gerekirse adil bir şekilde kaybetmeyi, haksız bir şekilde kazanmaya tercih etmektir. Bu duruma birçok örnek gösterilebilir. Bir futbolcunun topun kendisinden çıktığını maçın hakemine bildirmesi, kazanan bir takımın antrenörünün kendi takımı lehine hakem hatasından bahsetmesi, bir kulübün yenilgiden sonra rakibi tebrik edebilmesi, ya da tenis maçlarında maç biter bitmez oyuncuların birbirlerini tebrik etmesi spor etiği örnekleri arasında bulunmaktadır.
Sporun toplumsal konuları çözümleyebildiği bir gerçektir. Özellikle futbol, basketbol, voleybol gibi spor dallarının toplumsal konularda bir etki yaratabildiği bilinen bir şeydir. Bu kapsamda genç spor takipçilerinin adil oyun konusunda bilgilenmesi ve hatta bu kültürle yetişmeleri, gelecek yıllardaki sporcuların da centilmence davranışlarda bulunacağına işaret etmektedir.
Son olarak eşit oyun ruhunun tüm sporlara hitap ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Tüm sporcuların bu kültürle yetişmesi, hem toplumun refahının artması hem de sporun daha keyifli ve izlenebilir olmasına yardımcı olmaktadır. Bu nedenle sporcu yetiştirirken centilmenlik kurallarını genç sporculara aşılamak çok büyük bir öneme sahiptir.
Fair Play Ödülü Alan Türk Sporcular
Sportmenlik konusunda tüm dünyada ödüller verilmektedir. Bu ödüller ayrıca yerel alanda da verilmektedir. Dünyada fair play ödülü alan birçok Türk sporcu, spor kişiliği, takım bulunmaktadır. Dünyada fair play ödüllerini veren kurum CIFP (international Fair Play Committee) ya da Dünya Fair Play Konseyi’dir. Tüm dünyadaki spor olaylarını yıl bazında inceleyen konsey, her yıl için ayrı olmak kaydıyla fair play ödülleri dağıtmaktadır. Bu ödüller kutlama mektubu, şeref diploması ya da Baron Pieerre de Coubertin ödülü şeklindedir. Türkiye’den tüm bu ödülleri alan kişi ve kurumlar bulunmaktadır. Türkiye’den bu ödülü almaya hak kazanan kişi ve kurumların yıl bazında listesi aşağıdaki gibidir:
1983
- İsmet Karababa (Baron Pierre de Coubertin Ödülü)
- Ömer Ali Erikçi (Kutlama Mektubu)
1988
- Konyaspor Genç Futbol Takımı (Şeref Diploması)
1990
- Alp Kızılsı (Kutlama Mektubu)
- Ekrem Çevik (Kutlama Mektubu)
1992
- Nur Gencer (Şeref Diploması)
1993
- Nail Atlı (Şeref Diploması)
- Dr. Tarık Özerengin (Şeref Diploması)
1994
- Ercan Kol (Kutlama Mektubu)
- Doğan Koloğlu (Kutlama Mektubu)
1995
- Naim Gölleroğlu (Şeref Diploması)
- TRT 3 (Şeref Diploması)
1996
- Milliyet Gazetesi (Şeref Diploması)
- Doğan Kırbaç (Kutlama Mektubu)
- Alpay Özalan (Kutlama Mektubu)
- Aykut Kocaman (Kutlama Mektubu)
- TSYD (Kutlama Mektubu)
1997
- Hamza Yerlikaya (Şeref Diploması)
- Fanatik Gazetesi (Şeref Diploması
- Kadir Kiremit (Kutlama Mektubu)
- Hasan Kum (Kutlama Mektubu)
1998
- Aykut Canik (Kutlama Mektubu)
- Türkiye Futbol Vakfı (Kutlama Mektubu)
2000
- Güre Belediyesi Kadın Basketbol Takımı (Kutlama Mektubu)
- Tuncer Can (Kutlama Mektubu)
2002
- Gazanfer Bilge (Şeref Diploması)
- Özhan Canaydın (Kutlama Mektubu)
2003
- Orhun Ene (Şeref Diploması)
2004
- Artun Talay (Şeref Diploması)
2005
- Özgürcan Özcan (Şeref Diploması)
2006
- Hİlal Coşkuner (Baron Pierre de Coubertin Ödülü)
Bu ödüllerden ülkemizde en popüler olanı 1996 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda futbolcumuz Alpay Özalan’ın Hırvatistan maçı sonrası aldığı ödül olmuştur. Alpay Özalan, takımının gol yemesi pahasına rakibini düşürmemiş ve Fair play ödüşü kazanmıştır.
Uluslararası alanın dışında Türkiye’de de her yıl fair play ödülü verilmektedir. Bu ödülü veren kurum Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi(TMOK)’dir. Türkiye’de fair play ödüllerinin verilmesinin sebebi, örnek davranışların önünün açılması ve genç nesillerin sportmen oyuncu ve kişilikleri örnek almasıdır.
Fair Play Kimlere Verilir?
Adil rekabet, rakibe saygı gibi kavramların teşvik edilmesi için fair play ödülleri verilmektedir. Bu ödülü almaya hak kazanan kişiler, takımlar, medya kuruluşları olabilir. Bu ödül, belirli alanlarda verilmektedir. CIFP tarafından dağıtılan ödüller Kutlama Mektubu, Şeref Madalyası ve Baron Pierre de Coubertin ödülleridir. TMOK tarafından dağıtılan ödüller ise Kutlama Mektubu, Şeref Diploması ve Büyük Ödül şeklindedir. Bu ödüller genellikle sporun Ruhuna saygı gösteren ve rakibe değer veren kişilere verilmektedir. Örneğin 2021 yılında TMOK tarafından Şeref Diploması ödülüne layık görülen GS TV Spikeri Serbay Şenkal, bu ödülü Fenerbahçe-Galatasaray 19 yaş altı karşılaşmasındaki davranışından dolayı almıştır. İki takım arasında oynanan ve 2-2 sona eren karşılaşma sonrasında Fenerbahçe oyuncusu Arda Güler’den bahsederek bu ödülü almaya hak kazanmıştır. Şenkal’ın bu davranışı, rakibe saygı gösterme konusunda örnek teşkil etmektedir. Şenkal, bir taraf olarak yaptığı yorumda Arda Güler ve Fenerbahçe’den övgüyle söz etmiş, oyuncunun kendi tuttuğu takıma gol attığında dahi mutlu olduğunu ifade etmişti.
Yukarıda belirttiğimiz gibi Alpay Özalan da CIFP tarafından 1996 yılında ödüle layık görüldü. Alpay Özalan, EURO 1996 mücadelesinde Hırvat oyuncuyu düşürmeyerek takımının gol yemesine sebep oldu. Ancak fair play Ruhuna uygun davranışı nedeniyle ödül aldı. Gole giden oyuncuyu sportmenlik dışı bir şekilde düşürmektense takımının gol yemesine neden olan Alpay Özalan, bu davranışı ve rakibine gösterdiği saygı nedeniyle ödül almaya hak kazandı.
Genel olarak tüm dünyada sportmence davrnaışlar daha sık görülmektedir. Geçmişe kıyasla en büyük rakiplerin bile saha dışında dost olması, genç nesillerin bunu örnek alması bakımından çok büyük bir öneme sahiptir. Müsabaka sırasında kıyasıya ve adil bir şekilde yarışan rakiplerin saha dışında dost olması, sportmenlik açısından bakıldığında oldukça olumlu bir davranıştır. Bu nedenle sahalarda örnek teşkil eden futbolcuların sayısının artması da bir hayli önemlidir. Çünkü spor, rakipsiz oynanmaz. Hangi spor olursa olsun, rakibin değeri buradan gelmektedir. Tüm takımlar, rakipleri güçlendikçe güçlenir. Güçsüz bir rakip, oyunun kalitesinin azalmasına neden olmaktadır. Rakip takımların birbirlerini yenmeye çalışması, uluslararası anlamda da başarının gelmesini beraberinde getirecektir. Bu nedenle herhangi bir spor dalında rakibe Azami oranda saygı göstermek gerekmektedir.
Fair Play Örnekleri Nelerdir?
Adil davranışa, veya sportmence davranışa tüm sporlardan sayısız örnek verilebilir. Bir futbol maçında hakem kale vuruşu kararı verdiğinde topun kendisinden çıktığını söyleyen defans oyuncusu, sportmence davranışa bir örnek teşkil etmiş olur. Genel olarak hakemlerin ynalış kararlarını düzelten oyuncuların fair play konusunda en büyük örnek olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunun dışında sporun içinde olan kişi ve kurumlar da sportmenlik konusunda örnek teşkil edebilir. Bu noktada özellikle spor yöneticilerine çok büyük görev düşmektedir. Adil rekabet, spordaki en önemli şeylerin başında gelmektedir. Dolayısıyla spor yöneticileri, taraftarları yönlendirebilecek güce sahip olan kişiler olarak yaptıkları açıklamalara dikkat etmelidir. Özellikle Türkiye’deki Ezeli rakiplerin birbirleri hakkında yaptığı açıklamalar bu noktada büyük bir önem taşımakta, hatta taraftarların birbirlerine karşı davranışını belirleyebilmektedir. Bunun yanı sıra, spor müsabakalarında ev sahibi takımın deplasmana gelen takıma karşı tutum ve davranışları da sportmenlik çerçevesindedir. Aynı zamanda deplasmana gelen taraftara karşı davranışların tamamı da sportmenlik çerçevesinde değerlendirilmektedir.
Genel olarak baktığımızda, sportmenlik veya centilmenlik, spordaki en önemli konuların başında gelmektedir. Bir ülkede sporun gelişmesi, daha fazla sporcu yetişmesi elbette önemlidir. Ancak bundan daha önemli bir şey varsa o da yetişen sporcuların karakteridir. Tüm sporcuların öncelikle iyi birer birey olması, tüm başarıların üstünde bir öneme sahiptir. Bu nedenle centilmenlik ve adil oyun ruhu, sporculara genç yaşta aşılanmalıdır. Bunu yapmak için de sporcuların yeni nesillere örnek olması gerekmektedir. Centilmence davranışların ödüllendirilmesi de bu nedenle önemlidir. Çünkü bu ödüller, genç nesillerin sportmenliğin önemini anlamasına yardımcı olmaktadır.
Adil oyun nedir? Yazının genel akışı boyunca belirttiğimiz gibi, sporda kazanmaktan daha önemli şeyler bulunmaktadır. Bunlar da sporun Ruhuna uygun davranış, adil oyun, adil rekabet gibi başlıklardır. Eşit bir şekilde rekabet etmeden bir müsabakayı kazanmanın değeri çok azdır. Bu nedenle tüm spor dallarında sportmenlik ruhu önce gelmektedir. Bu sayede tüm sporcular ve oyuncular, huzurlu ve mutlu bir şekilde işlerini yapabilmektedir. Sporcuların rol model olarak görüldüğü Türkiye gibi toplumlarda bu durum, genç nesillerin geleceği açısından ayrıca önemlidir. Bu nedenle ülkemizdeki fair play, sportmenlik ve centilmenlik çalışmalarına çok önem verilmelidir. Yetişmekte olan sporcularımız, bu ilkeler sayesinde hayatın her alanında iyi birer insan olmaktadırlar.